21 Mayıs 2012 Pazartesi

MUĞLA YÖRESİ

Faruk Yılmaz - Şu Köyceğiz Yolları


Muğla yöresine ait “Şu Köyceğiz Yolları, Kaldır Ayşem Kolları” adlı türkü bu güne değin anonim olarak biliniyordu. Ortaca Belediyesine Basın- Yayın memuru olarak çalışan, EKİN Gazetesi editörü ve Ege YOLCU dergisinin sahibi Nadir Şahin; uzun yıllardır yapmış olduğu çalışmanın sonunda türkünün kim tarafından bestelendiğini tespit etti. Şahin, bununla da kalmayıp türkünün hikayesini araştırıp çıkartmış olduğu Ege YOLCU dergisinin 5. sayısında yayınladı. Nadir Şahin konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Uzun zamandır yapmış olduğum araştırma ve çalışmalar sonunda “Şu Köyceğiz Yolları” adlı türkünün Dalaman Gürköy’de yaşamış Arap Hasan Ali Dalar (1919- 1983) tarafından 73 yıl önce Muğla Hapishanesinde bestelendiğini tespit ettim. Bu araştırma esnasında türkünün hikayesine de ulaşmayı başardım. Ege YOLCU dergisinin 4. sayısında, 9/8 ritimlik bu türküyü ilk kez radyo ve televizyonlarda Ahmet Bayatoğlu ile kızı Zehra Bayatoğlu tarafından seslendirilip, 1976 yılında Hamdi Özbay tarafından notaya döküldüğünü yazmıştım. Ege YOLCU dergisinin 5. sayısında da söylendiği yıllardan beri Türkiye’de hiç kaleme alınmayan bu türkünün gizli kalan öyküsü ile söz ve bestesinin kime ait olduğunu ilk kez yine Ege YOLCU dergisi ortaya çıkartmış oldu. Köyceğiz yöresi olarak bilinen türkünün hikayesi Dalaman ile Burdur Gölhisar Çakmak Yaylası arasında geçip Köyceğiz ve Muğla Hapishanelerinde son buluyor.” Nadir Şahin şu anda Ortaca’ da yaşanmış ve henüz gün yüzüne çıkmamış bir türkünün hikayesini araştırdığını sözlerine ekledi. Türkünün Hikayesi 1919 yılında Güzelyurt köyünde doğan Hasan Ali Dalar, gençlik yıllarında heybetli cüssesiyle güreşe meraklı, yörenin ünlü pehlivanları arasında nam salmış bir gençtir. Belki de onun güçlü kuvvetli oluşu, henüz 15 yaşındayken Dalaman Çayı üzerinde bulunan tarihi Atatürk Köprüsü’nün yapımında (1934 -1935) çalışmış olmasındandı. Bu esmer genç, kol ve bacak kaslarında taşıdığı gücü, ata sporu olan güreşe yönlendirmiş ama yüreğindeki içsellikle parmaklarındaki hüneri, çalmış olduğu bağlamanın perdeleriyle birleştirmişti. Arkadaşları ona “Arap Hasan! Çal hele bir türkü de dinleyelim” dediklerinde o, kendi besteleri olan “Cangara Oğlu”, “Kamçı” ve “Kezban” türküsünü çalıp söylermiş.

Hasan Ali Dalar, gün gelir mavi gözlü sarışın bir kız olan Ayşe’ye vurulur. Ayşe de ona gönül verir, verir vermesine de varsıllı olan kızın babası bu işe razı gelmez. Hal böyle olunca sözleşen iki genç, bu diyarlardan gitmeye karar verirler. Arap Hasan Ali, biner atına ve aldığı gibi Ayşe’yi Burdur Gölhisar Çakmak Yaylası’ nın yolunu tutar. Eşraflı olan kızın babası bir yandan, Ayşe’nin eniştesi bir yandan kızlarını ararlar. Dalaman Devlet Üretme Çiftliği içindeki Karameneviş mevkiinde baldızını arayan enişteye köylülerden biri sorar:
“Hayrola hemşerim, ne arıyorsun bu ovada?”
Eniştenin cevabı “Camızları kaybettim ,onları arıyorum” olur.
Akrabalarının yurduna varmak üzere olan Arap Hasan Ali, bir ihtiyarın evine uğrayıp biraz ekmek ister. Yaşlı adam kızın hal ve hareketlerinden gençlerin kaçak olduğunu sezer. Hasan Ali, atın terkisine aldığı Ayşe’yle yola koyulur. Katık istediği adam ise hemen jandarmaya haber uçurmuştur. Çakmak Yaylasına vardıklarında askerler, kaçak gençlerin etrafını kuşatıp Arap Hasan’ı tutuklar.
Çakallık (Dalaman) Köyüne haber tez ulaşır ve Ayşe, babasına teslim edilir. Arap Hasan mahkemeye gide-gele Köyceğiz yollarını aşındırır. Hakim, kendi rızasıyla kaçan kıza el sürülmediğine kanaat getirir, ama yine de Arap Hasan, adam alıkoymaktan kısa süreliğine de olsa Muğla’da dama (Hapishane) düşer. Ayşe, babası tarafından bir başkasıyla evlendirilir.
1938 yılında Muğla Cezaevi’nde kaldığı süre içinde yaşadığı bu olayı kaleme döküp söz yazan Hasan Ali Dalar, ardından alır bağlamasını eline; yazdığı bu söze bir güzel beste yapar. Kısa süren tutukluluk döneminden sonra 1939 yılında asker olan Hasan Ali Dalar; terhisinden sonra Gürköy’ e taşınıp Ayşe’yi unutmaya çalışır.
Akköprü ve Bülüçlü madenlerinde çalışıp emekli olduktan sonra1983 yılında vefat eder. Arap Hasan Ali Dalar’ ın ardından geriye sonsuza dek söylenecek bir türkü kalır. İşte o türkü “Şu Köyceğiz Yolları, Kaldır Ayşem Kolları, Bizim İçin Yapılmış Şu Muğla’nın Damları” diye uzar gider. Anadolu’da her türkünün bir öyküsü, her ozanın bir hikâyesi vardır. Onlar, bizim kültürümüz, kültür değerlerimizdir. Diğer türkülerimizin çalınıp söylendiği gibi, “Şu Köyceğiz Yolları” türküsü de 73 yıldır çalınıp söyleniyor ve sonsuza dek çalınıp söylenecek. NOT: Bu türkünün geçmişi araştırılırken sekiz kişiden bilgi alınmıştır. Ancak bu kişiler, adlarının yazılmasını istememişlerdir. Çünkü bu türküde adı geçen kişilerin yakınları henüz hayattalar.(Araştırma: Nadir Şahin) TÜRKÜNÜN SÖZLERİ Şu Köyceğiz yolları
Kaldır Ayşe’m kolları
Bizim için yapılmış
Şu Muğla’nın yolları
Oldu mu Ayşem Oldu mu
Enişten camızlarını buldu mu
Bir kerecik öpmeynen
Gül benzin Ayşe’m soldu mu?
Su gelir akmak ister,
Top zülüf yaşmak ister
Şu benim deli gönlüm
Yare kavuşmak ister
Oldu mu Ayşe’m oldu mu
Seninlen karayerler doldu mu
Bir kerecik öpmeynen
Gül benzin Ayşem soldu mu
Ay akşamdır varamam
Dillere destan olamam
Ay buluta girince
Bağlasalar duramam
Oldu mu Ayşem oldu mu
Bu nazlar yakışık aldı mı
Bir kerecik öpmeynen
Gül benzin Ayşem soldu mu
Olamam ben olamam
Ben Ayşem’siz olamam
Ay buluta girince
Bağlasalar duramam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder